Metodumuz
Reggio Emilia Metodu Nedir?
Yeni Ufuklar Anaokulu olarak benimsediğimiz Reggio Emilia metodu, çocukların öğrenme süreçlerinde aktif, yaratıcı ve özgür bireyler olarak yer almasını esas alan çağdaş bir eğitim yaklaşımıdır. Bu yöntem, çocukları sadece bilgi alan değil; sorgulayan, gözlemleyen, üreten ve ifade eden bireyler olarak görür.
1940’lı yıllarda İtalya’nın Reggio Emilia kasabasında doğan bu model, bugün dünyanın dört bir yanında modern anaokullarının tercih ettiği bir yöntem hâline gelmiştir.
Çocuklar Merkezde, Öğretmenler Rehberdir
Reggio Emilia’da çocuklar “boş bir kap” olarak görülmez. Onların dünyaya dair merakı, gözlemleri ve kendi fikirleri vardır. Bu nedenle öğretmenler bilgi aktaran kişi değil, çocuğun öğrenme sürecine eşlik eden birer rehber rolündedir. Öğretmenler, çocukların sorduğu soruları önemser, onların keşfetmelerine alan tanır ve yönlendirme yaparken zorlamadan destek verir.
Ortam da Bir Öğretmendir
Bu yöntemde sadece öğretmen değil, sınıfın fiziksel düzeni bile öğrenme sürecinin bir parçası kabul edilir. Sınıflar sade ama ilham verici şekilde düzenlenir. Doğal malzemeler, açık uçlu materyaller ve serbest etkinlik alanları sayesinde çocukların hem bireysel hem de grup hâlinde üretim yapmaları desteklenir.
Sınıf ortamı çocuğu düşünmeye, üretmeye ve paylaşmaya teşvik edecek şekilde planlanır. Her köşe, çocuğun ilgisini çekecek ve onun gelişimine katkı sağlayacak niteliktedir.
Proje Tabanlı Öğrenme
Reggio Emilia metodunda öğrenme, genellikle çocukların kendi ilgi alanları üzerinden şekillenen projelerle gerçekleştirilir. Örneğin bir çocuğun hayvanlara olan ilgisi sınıfta bir “hayvanlar dünyası” projesine dönüşebilir. Bu projede çocuklar resim yapar, kitap okur, hikâye yazar, drama oynar ve kendi öğrenme yolculuklarını kendileri tasarlar.
Proje süreci haftalarca sürebilir. Çocuklar bir konunun derinliklerine iner, konuyla ilgili araştırmalar yapar, fikir üretir ve sonunda ortaya somut ürünler koyar. Bu yöntem, derin öğrenmeyi ve kalıcı bilgiyi destekler.
100 Dille Kendini İfade Eden Çocuk
Reggio Emilia’nın en güçlü yönlerinden biri de çocuğun farklı yollarla kendini ifade etmesini teşvik etmesidir. Buna “çocuğun 100 dili” denir. Yani çocuk sadece konuşarak değil; çizerek, boyayarak, dans ederek, dramatize ederek, inşa ederek ve oyunla kendini anlatabilir.
Bu yaklaşım sayesinde çocuk, hem kendine güven kazanır hem de çevresiyle daha sağlıklı iletişim kurar. Duygularını bastırmak yerine ifade etmeyi öğrenir.
Aile ile Güçlü İş Birliği
Reggio Emilia metodunda aileler, çocuğun öğrenme sürecinde pasif izleyici değil, aktif birer katılımcıdır. Veliler çocuklarının sınıf içi gelişim sürecine dahil edilir. Sınıf panoları, fotoğraflar, gözlem notları ve çocukların yaptığı çalışmalar velilerle paylaşılır. Ailelerin görüşleri alınır ve eğitim süreci bu geri bildirimlerle şekillendirilir.
Bu yaklaşım, çocuğun ev ve okul arasında bağ kurmasını ve gelişiminin tutarlı bir şekilde desteklenmesini sağlar.
Özgüvenli, Düşünen, Üreten Bireyler
Yeni Ufuklar Anaokulu olarak bizler, Reggio Emilia felsefesini sadece bir eğitim yöntemi değil, bir bakış açısı olarak benimsiyoruz. Her çocuğun eşsiz olduğuna, kendine özgü bir öğrenme yolu ve ifadesi olduğuna inanıyoruz. Onlara sadece bilgi vermek değil, hayatı anlamaları, keşfetmeleri ve kendi yollarını bulmaları için rehberlik ediyoruz.
Eğer siz de çocuğunuzun yaratıcı, meraklı, sorgulayan ve özgüvenli bir birey olarak büyümesini istiyorsanız, Reggio Emilia yaklaşımı tam size göre. Detaylı bilgi ve kayıt için bizimle iletişime geçebilirsiniz.